Okuma ile ilgili literatürlerde “beceri” ve “strateji” terimleri sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak araştırmalar bize, okuma becerileri ile okuma stratejilerinin farklı olduğunu göstermektedir. Afflerbach’a göre, beceri ve strateji arasındaki temel fark, operasyonun otomatik mi yoksa kasıtlı mı (yani bilinçli olarak mı) kontrol edildiğidir.
Bu nedenle, okuma stratejilerini “okuyucunun metni çözme, kelimeleri anlama ve metnin anlamlarını oluşturma çabalarını kontrol etmeye ve değiştirme-ye yönelik bilinçli ve hedefe yönelik girişimler”olarak tanımlarlar. Hız, verimlilik ve akıcılık ile ve genellikle ilgili bileşenlerin veya kontrolün farkında olmadan gerçekleşir”. Başka bir deyişle, bir okuma stratejisi, okuyucunun kasıtlı kontrolü, hedefe yönelik olması ve okuma davranışlarının farkında olması ile karakterize edilirken, okuma becerileri alışkanlıktan kaynaklanır ve okuyucunun bilinci olmadan otomatik olarak çalışır.
Okuma becerileri ve stratejileri, amaçlılık ve otomatiklik açısından farklı olmakla birlikte, stratejiler sık uygulama ve başarılı kullanımla becerilere dönüşebileceğinden birbirleriyle ilişkilidirler. Örneğin, bir öğrenci okuma hızını yavaşlatabilir ve metin zorlaşırsa anlamayı artırmak için metni tekrar okuyabilir. Bu, öğrencinin anlam inşasının çok düzgün gitmediğini anlamasıyla harekete geçirilen kasıtlı ve bilinçli bir eylemdir. Bu strateji başarılı olursa, öğrenci bunu sürekli olarak kullanabilir. Sık uygulama ile, bu strateji otomatik ve bilinçsiz hale gelecek kadar daha az çaba ve dikkat gerektirebilir. Başka bir deyişle, okuma stratejisi çaba gerektirmeyen bir okuma becerisi haline gelir.
Özetle, okuma becerileri ve stratejileri arasındaki fark, otomatik okuma sürecini bilinçli olarak kontrol edilen okuma sürecinden ayırmak olarak anlaşılabilir. Araştırmalar, okuma stratejileri konusunda doğru eğitimle okuyucuların akıcı ve yetenekli okuyucular haline gelebileceğini gösteriyor.
Çocuğumuz için okuma becerisi ya da eylemi araba kullanmak kadar doğal ve otomatik bir beceri gibi görünür. Yeni bilgiler öğrenmek veya tanıdık materyalleri gözden geçirmek için zahmetsizce ve hızla okuyoruz. Birçoğumuz içinse okumak, mevcut en büyük zevklerden biridir. Bununla birlikte, önemli sayıda çocuk için okumayı öğrenmek, oldukça esrarengiz bir kodu deşifre etmeye benzer. Yeterli zekaya ve eğitime sahip olmasına rağmen nüfusun %5-17’sinin bir tür okuma engeli olduğu tahmin edilmektedir. Bu popülasyon tipik olarak en yaygın okuma engeli olan gelişimsel disleksi olarak adlandırılır.
Disleksi üzerine yapılan çalışmalar, okuma becerileri ve okuma stratejileri arasındaki farkın disleksik bireyler için oldukça önemli olduğunu göstermektedir. Disleksik bireyler için okuma becerileri otomatik olarak gelişmez, bu yüzden stratejiler kritik bir rol oynar. Bu stratejiler, metni çözme ve anlamlandırma sürecinde bilinçli ve kasıtlı olarak uygulanarak okuyucunun anlamayı artırmasını sağlar. Sık uygulama ile bu stratejiler beceri haline gelebilir, ancak disleksi durumunda bu süreç daha fazla dikkat ve çaba gerektirir.
Disleksi bağlamında, stratejilerin becerilere dönüşmesi uzun zaman alabilir, ancak doğru eğitim ve uygulama ile disleksik bireyler de akıcı okuyucular haline gelebilir. Disleksiye sahip bireyler için, okuma stratejilerinin öğrenilmesi, bu bireylerin okuma süreçlerini kontrol etmeleri ve metni anlamlandırmaları açısından hayati önem taşır. Bu nedenle, disleksik bireyler için stratejilere odaklanmak, onların okuma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.
İzmir Disleksi’de, okuma bozukluğu yaşayan öğrencilerle çalışarak, onlara strateji öğretimi sağlamakta büyük başarılar elde ettiğimi görüyorum.
Öğrenciler, bu süreçte okuma engellerini kısa sürede aşarak, kendilerine olan güvenlerini yeniden kazanıyorlar. “Başaramıyorum” diyen çocukların “artık her şeyi okuyabiliyorum” demelerini görmek beni çok mutlu ediyor. Bu süreçte, özellikle üstbilişsel stratejilerin tek tek anlatıldığı ve adeta ilaç niteliğinde olan “Öğrenme Güçlüklerinde Okumayı Değerlendirme ve Geliştirme” kitabını da sıkça tavsiye ediyorum.
Sonuç olarak, İzmir Disleksi’de edindiğim deneyimlerden yola çıkarak, okuma bozukluğu yaşayan çocuklar için strateji öğretiminin ne kadar etkili olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Doğru eğitim ve uygulamalarla, disleksik bireylerin okuma süreçlerinde büyük ilerlemeler kaydedebileceğini ve bunun hem akademik hem de kişisel gelişimleri açısından ne denli önemli olduğunu sürekli olarak gözlemliyorum.
Comments